İnsan hayatının en zor dönemlerinden biri olan yakın kaybında yaşanan yas, doğal bir süreç. Uzmanlar, bu sürecin doğal akışında yaşanması gereğinin altını çiziyor. Kaybın sonrasında kişiye istemezse psikiyatrik destek verilmemeli. Dr. Mahir Yeşildal, “Yas sürecini herkes kendi duygu dünyasında yaşamalı, engellenmemeli, sorgulanmamalı ve saygı duyulmalı” diyor. Yeşildal, yas sürecinin 16 hafta sürdüğünü kaydediyor.
Üsküdar Üniversitesi NPISTANBUL Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Mahir Yeşildal, yakın kaybından sonra yaşanan yas döneminde bireyin talebi olmadıkça psikiyatrik destek verilmesinin doğru olmadığını söylüyor. “Yas sürecini herkes kendi duygu dünyasında yaşamalı, engellenmemeli, sorgulanmamalı ve saygı duyulmalı” diyen Yeşildal, yas sürecinin ortalama 16 hafta sürdüğünü ancak bu sürenin aşılması durumunda tıbbi destek alınmasını öneriyor.
Yasta beş farklı süreç yaşanır
Bireyin yas döneminde 5 farklı psikolojik süreci arka arkaya yaşadığını aktaran Psikiyatri Uzmanı Dr. Mahir Yeşildal, bu süreçleri ise şöyle özetliyor:“Bu 5 farklı psikolojik süreç; İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenmedir. Yakın kaybında birey, önce inkâr eder ve kabullenemez. Ardından “neden ben” diyerek öfkelenir. Sonrasında da pazarlık evresi başlar. Bu süreçte adalet arayışı başlar ve geleceğe dair planlar yapılır. Yine aynı dönemde daha kötü bir durum ile mevcut durum dengelenmeye çalışılır. Sonrasında ise depresyon süreci yaşanır. Bu dönemde isteksizlik, uyku ve iştahta bozulma olur ama klinik depresyondan farklı olarak benlik saygısında kayıp olmaz. Yasın son aşamasında ise kabullenme yaşanır. Artık kaybı kabul eden birey, hayata devam etme kararı alır.”
Bazı bireylerin kabullenme aşamasını geçememesi durumunda hayatı normalleştiremediğini söyleyen Yeşildal, buna örnek olarak da eşini kaybeden bir kişinin, onun için halen masaya tabak koymasını gösteriyor.
Yas yaşayan kişiye nasıl yaklaşılmalı?
Psikiyatri Uzmanı Dr. Mahir Yeşildal, yas sürecinde bireyin çevresindekilerin tutum ve davranışlarının da sürecin sağlıklı yaşanmasında önemli bir rol oynadığını belirterek, şu önerilerde bulunuyor:“Bireyin yanında olunmalı ve acısı paylaşılmalı. Bireyin tepkileri açıkça konuşulmalı, tartışılmalı ve umutlarının canlı tutulması sağlanmalı ama gereksiz cesaret ve güven telkinleri verilmemeli. Yakınımızı üzmemek için konuşmaktan kaçınılmamalı, aksine konuşup paylaşılmalı. Ancak bu konuşmalarda başka acılarla yaşanan acı yarıştırılmamalı.