Öğretmenlerimizin üzerindeki yük o kadar fazladır ki, psikolojileri de alt üst olmuştur. Yıpratılan, horlanan, baskıya maruz kalan, korkutulan, itibarları ayaklar altına alınan öğretmenler ile ülkemizde sağlıklı bir zeminde eğitim-öğretim yapılması mümkün değildir.
Bu ülkede bir zamanlar en prestijli meslekler arasında bulunan öğretmenlik mesleği hükümetin uyguladığı politikalarla maalesef bugün bu itibarını kaybetmiştir. Bundan dolayı, öğretmenlerin itibarını korumak ve yükseltmek, toplumun tüm kesimlerinin ve en başta da ülkeyi yönetme yükümlülüğünü taşıyanların öncelikli sorumluluğu olmalıdır. Bu sorumluluk, öğretmenler için değil, Türkiye’nin geleceği için yerine getirilmesi gereken bir ödev olarak görülmelidir.
Makamı, ünvanı ve görevi ne olursa olsun sorumluluk mevkiinde bulunan herkesin, öğretmenimize hak ettiği değeri gösterecek ve mesleğin itibarını yükseltecek tutum, söylem ve uygulamaları sergilemesi geleceğimiz adına bir zorunluluktur. Bu şartlar altında kutlamaya çalıştığımız Öğretmenler Gününde öğretmenlerimizin yüzlerinin biraz da olsa gülmesi için Bakan Avcı’dan müjdeli haberler bekliyoruz.
Yetersiz kaynak, yetersiz ücret, kısıtlı araç gereç ve uygunsuz çalışma koşulları içinde kendisine verilen kutsal eğitim görevini yerine getirmeye çalışan eğitim neferleri öğretmenlerimizin durumları ortadadır. Yoksulluk sınırında bir ücret karşılığında görev yapmakta olan öğretmenlerimiz en düşük maaş alan kamu görevlisi konumuna getirilmiştir. Ülkemizde büyük eğitimci ihtiyacı bulunurken, yüz binlerce öğretmen adayımız umutla atama beklemektedir. Eğitim kamuoyunun çok yakından, ibretle ve tiksintiyle takip ettiği; kurum müdürü atamaları için yapılan mülakat sınavlarında bir skandala imza atılmıştır.
Öğretmenin kaybedilmesi, geleceğimizin kaybedilmesi, yani Türkiye’nin kaybedilmesi demektir. Büyük milletimizin, tarihe iz bırakacak yeni bir medeniyeti daha inşa edebilmesi, ancak iyi bir eğitim hizmetinin sunulmasıyla mümkün olabilecektir. Eğitimin bizzat uygulayıcısı olan öğretmenlerimiz, bu şuurla mesleklerini icra etmekte; yaptıkları işin önemini, sadece mesai saatlerinde değil, hayatlarının her anında yaşayarak hissetmektedirler.
Ülkemizin dört bir yandan kuşatıldığı, milli ve manevi değerlerimizin yıpratılarak, milli birlik ve beraberliğimizin çökertilmeye çalışıldığı bir dönemi yaşamaktayız. Biz Türk öğretmenleri olarak,başarımızın, Cumhuriyetin başarısı olduğunun bilinciyle; yılmadan, bıkmadan ve yorulmadan; fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller yetiştirmeye devam edeceğiz.
Güzel ülkemizin geleceği için hayati bir görevi icra eden öğretmen ve akademisyenlerimizin ekonomik sorunlarının çözülmemesi ve ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmenimizin var olması gibi, devasa sıkıntılar içerisinde bırakılmış olmamız kabul edilemezdir. Yaşadığımız olumsuzluklar ile mesleki itibarımız alabildiğince rencide edilmiştir. Bundan dolayı öğretmenlerimizin hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz, milletimizin birliği ve bütünlüğü için çalışacağız. Biz sendikacılığa, ‘İnsanların şahsiyetini daha da yüceltmek’ olarak bakıyoruz. Bu vesileyle Bafra Türk Eğitim-Sen İlçe başkanlığı olarak tüm meslektaşlarımızın 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyor, saygılar sunuyoruz.