Bafra Eğitim-Bir-Sen tarafından sosyal faaliyetler kapsamında düzenlenen etkinlikte Özel Öğretim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça,’Eğitimde Dönüşüm ve Dershaneler ‘ konulu konferans verdi.
Yavuz Selim Vakfı Bafra Şubesi Konferans salonunda gerçekleşen ’Eğitimde Dönüşüm ve Dershaneler ‘ konulu konferansa, Bafra ilçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Katipoğlu, Eğitim -Bir-Sen Bafra ilçe Başkanı Hamdi Yıldız, Okul Müdürleri, öğretmenler ve Memur-Sen’e bağlı sendika başkanları ve çok sayıda davetli vatandaşlar katıldı.
Özel Eğitim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça, MEB denetiminin dershanelerin üzerinden kalkmasını olumlu bulduklarını ve bunun dershaneleri özgürleştireceğini söylüyor.
"SÜREÇ UZUN SÜREDİR KONUŞULUYORDU" Dershanelerin dönüşümünün uzun süredir konuşulan bir konu olduğunun altını çizen Akça, “süreç uzun sürdüğü için dershanelerin dönüştürülmesinin inandırıcılığı bizim üzerimizde azalmıştı” dedi.
‘Eğitimin önü tıkanırsa kaos olur’
Özel Eğitim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça,“MEB dershaneciliğin kalitesinden çok şekli bir denetim yapıyor. Bize matematiği, fiziği nasıl işliyorsunuz diye sormuyorlar. Sınıf defterleri doğru doldurulmuş mu, yoklamalar tam mı, Atatürk köşesi doğru mu diye soruyorlar. Dershaneler yeni sistemde bu yükten kurtularak sınavlara hazırlayan kurumlara dönüşecek. Bu kurumların isimleri eğitim danışmanlığı ya da sınav hazırlık merkezi olabilir. Dershaneler şu anki vermiş oldukları hizmetleri isimlerini değiştirerek devam edebileceğini düşünüyoruz. Önünü tıkarlarsa kaos olur” diye konuştu.
Özel Eğitim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça“Bu sınav bir sıralama sınavıdır. 17 milyon öğrenci, 2 milyonu lise sona geldiğinde karne puanları 70 puanın üstünde olanlar şuraya girebilir denilemiyor. Bir sıralama sınavı yapılıyor. Herkesinde bir adım öne geçmek gibi bir ihtiyacı var. Dolayısıyla bu sınava hazırlanma ihtiyacı ve buna bağlı olarak sınava hazırlayacak bir kurum ve kişilere ihtiyacı var. Teknik olarak bu mümkün değil. Yakın görüşmede Milli Eğitim Bakanlığının, Bürokratların ve AK Parti hükümetinin teknik bir mesele olarak yaklaştığını biliyorum. Bu teknik meselenin siyasete tekabül eden bir yanı da var. Çünkü Türkiye`de bir Sivil Toplum Örgütü var. Bizim hizmet cemaati diye ifade ettiğimiz ve bunlar çalışma sistemlerini dershanecilik üzerinden organize etmişler. Dolayısıyla siz dershaneleri dönüştürmek istediğinizde cemaatin faaliyetlerini engelmiş olacaksınız ve ciddi bir şekilde onun önüne set çekmiş olacaksınız dolayısıyla teknik bir mesele ister istemez siyasi bir meseleymiş gibi algılanıyor. Cemaatin, AK parti ile geliştirmiş olduğu sıcak temasın AK Partinin çok istemesine rağmen dershanecilik meselesini ötelediğini düşünüyorum. Cemaate zarar vermek için değil cemaatle arası bozulduğu için artık cemaatin reflekslerini ve hassasiyetlerini göz önüne almayan bir hükümetle karşı karşıyayız. Cemaat ve AK Parti hükümetinin arasındaki gerginlik aslında hükümetin dershanelerle ilgili projelerin önünü açtığı kanaatindeyim. Tamda bu konuyu seçim zamanında konuşuyoruz. 30 Mart`ta yerel seçimler ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri onun ardından da Genel Seçimler var. Hükümetle yaptığımız görüşmelerde bunun iyi olmayacağını ve seçimlerden sonra gündeme gelmesini söyledik ama hükümet bugünkü gibi bir tepki doğuracağını tahmin etmiyorlardı çünkü o dönemde yapılan anketlerde %80’e yakın bir destek şeklindeydi ama bizim gibi dernekler sayesinde 3 yılda yaptığımız çalışmalarla halka kendimizi tanıtmamız sayesinde %60` yakın bize destek var.
Sektör içindeki rekabet çocukları yarış atına çevirdi. Ben 90'da dershaneye gittim. Yılda 2 deneme sınavı vardı. Şuan öyle bir hale geldi ki sektör, çocukları sınava boğduk. Yılda 100 sınava yakın deneme sınavı yapıyoruz. Hizmet alan öğrenciler mağdur olacak, zengin ailelerin çocuklarını özel derse gönderme şansı var ama bütçesi kısıtlı olan ailelerin bu şansı yok. Peki, dar gelirli ailelerin çocukları nerede bu sınava hazırlanacak buna çare üretilmiyor. Dershane sektöründe çalışanlar mağdur olacak, 75 bin personel çalıştırmaktadır. 25 bin`i ise öğretmen olmayan diğer çalışandır. Bu çalışanla ne olacak. Yan kurumlarda var; Kırtasiyeler, matbaalar vs.
Dershane sahipleri çok zengin değiller. Sizde biliyorsunuz 5 tane öğretmen bir araya gelip güç bela biriktirdikleri parayla dershane açıyorlar. Kendileri de o dershanede çalışmak kaydıyla. Siz bu insanlara kar yapan bir yeri kapatın da zarar eden bir kurum açın. Bunun ne kadar gerçekliği var? Siyaseti yıpratacak sonuçlar doğabilir, önceleri 1 Ocaktan itibaren dershaneler kayıt almayacak söylemi vardı. Bizde dedik ki Mart ayında seçim var siz şubat ayında seçim çalışmaları yaparken insanların tepkilerini alabilirsiniz. Buda Siyasi sorunlar doğurabilir” şeklinde konuştu.
Konferans sonunda, Özel Eğitim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça, soruları cevaplandırdı.