SAMSUN HABER - Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Uzun, Karadeniz'in coğrafi yapısı nedeniyle kıyılarında "rip akıntısı" oluştuğunu, yaz aylarında bölgede artış gösteren boğulma vakalarından da büyük ölçüde bu akıntıların sorumlu olduğunu belirtti.
Uzun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk arasında ''kum göçmesi" veya "kum kayması'' olarak adlandırılan, denizde ayakların altından kumun birden kayması hissi yaratan ''rip akıntılarının'', Karadeniz'in bütün sahil kesimlerinde rüzgarlı havalarda oluştuğunu söyledi.
Karadeniz'de rüzgarlı havalarda denizin dalgalı olduğuna dikkati çeken Ali Uzun, ''Rip akıntıları, kıyılarda meydana gelen doğal bir olaydır. Kıyının morfolojik özelliklerine bağlı olarak, dünyanın birçok ülkesinde görülür. Rip akıntıları, kıyıya dik gelen dalgaların, kıyıdaki kayalık, mendirek ve kalabalık halde yüzen insanların bulunduğu kesimlerde, dalgaların doğrusal gidişini kesintiye uğratan nesnelerin etkisiyle oluşabilir. Dalgalarla kıyıya yığılan sular geri dönerken, denize doğru bir basınç oluşturmakta ve kıyının uygun bir kesiminden, genellikle o sahanın en derin kesiminden denize doğru dönerek rip akıntısını meydana getirmektedir." dedi.
Rip akıntılarının güçlü ve hızlı akıntılar olduğunu vurgulayan Uzun, bu akıntıya kapılan insanların yaşadıkları panik ve akıntıya karşı yüzme çabasının genellikle boğulma vakalarıyla sonuçlandığına işaret etti.
- "Rip akıntısına karşı kıyıya paralel yüzün"
Denizin dalgalı olduğu dönemlerde denize girilmemesi ve yüzerken rip akıntısıyla karşılaşılması halinde ise akıntıdan kurtulmak için kıyıya paralel yüzülmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Uzun, şunları dile getirdi: "Rip akıntıları genellikle rüzgarlı havalarda ve denizin dalgalı olduğu durumlarda artış gösterir. Rüzgarlı havalarda dalga sıklığı artar. Kıyıya ulaşan dalgalar geri dönüşlerinde dip kısımda güçlü akıntılar meydana getirerek rip akıntısına zemin oluşturur. Deniz dibindeki rip akıntısına kapılan kişi, suyun kendisini dibe çektiği hissi yaşar. Oysa derine çeken bir akıntı yoktur. Kıyılardaki boğulmaların önemli bir kısmına bu akıntılar neden olmaktadır. Akıntıya kapılanlar hızla denize doğru sürüklenmeye başladıklarından, bu anafordan kurtulmak için panik halinde karaya doğru yüzmeye çalışır. Oysa en iyi yüzücüler bile rip akıntılarının hızı olan saniyede 1-2 metre yüzemez. Bu akıntıdan ve boğulma riskinden kurtulmak için karaya doğru değil, kıyıya paralel yüzerek akıntı alanından kurtulmaya çalışmak gerekir."
Karadeniz'de yaz aylarında boğulma vakalarında artış gözlendiğine dikkati çeken Uzun, "Bunun nedenlerinin başında rip akıntısı geliyor. Rip akıntılarına karşı nasıl davranılması gerektiği bilinirse, boğulma olayları da azalır." bilgisini aktardı.
Prof. Dr. Uzun, sadece akıntının olduğu alan içinde, kıyıdan içeriye doğru çekim gücü oluştuğunu vurgulayarak, "Böyle bir durumda paniklemeden suyun üzerinde kalmak önemlidir. Suyun üzerinde kalmak gerekir, kesinlikle akıntıya karşı direnilmemeli. Böyle durumlarda yüzerken aşırı yorulmalar meydana gelir ve boğulma olasılığı artar. Dalgalı havalarda kıyıda insan olmadan da denize girilmemelidir. Ayrıca şelalelerde, girdap oluşturan alanlarda, akarsularda, kanallarda akıntılı yerlerde suya girmek daha tehlikeli olur." uyarısında bulundu.