bafra haber | bafra ajans| bafrahaber | bafra haberleri | bafra

SP Adayı Selçuk Yıldırım; Gençlerle Buluştu

SİYASET

Saadet Partisi Bafra Belediye başkan adayı Selçuk Yıldırım,Bafra’da adaylığını açıklayan ilk parti olarak, yoğun bir programla çalışmalarına devam ediyor.

 Saadet Partisi Bafra Belediye başkan adayı Selçuk Yıldırım,Bafra’da adaylığını açıklayan ilk parti olarak, yoğun bir programla çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda,Adnan Demirtürk Eğitim Merkezinde geçlerle buluşan Yıldırım;’’Bafra gençliğinin sorunları ve çözüm yolları’’konulu bir seminer düzenledi.

Gençlerin yüksek bir ilgiyle takip ettiği programda,gençlerimiz üzerinde gerçekleştirilmek istenen,’’ kitlesel beyin kontrolü ‘’yöntemlerinden bahseden Yıldırım ayrıca şunları kaydetti;

Çok uzun yıllar İngiliz sömürgesi olan Hindistan’nın lise eğitim programlarının matematik dersinde logaritma cetvelinin ezberletilmesi mecburi tutulmuştu.Erbabı bilir ki bu uygulamanın; ne ilmen,ne aklen ,ne vicdanen,nede dinen mantıklı bir izahı yoktur.Size herhangi bir logaritmik değer lazımsa açar kitabını bakarsınız.Öylede hocam, bu uygulamayı adamlar kendi çocuklarına zulüm olsun diye mi yapmışlar?Mesele basit….Yeni yetişen Hindu geçlerinin sömürüyü fark etmemesinin çok güzel bir kamuflesi.Genç beyinlerin boş,beleş ve gereksiz bilgilerle doldurulup,asıl enerjisini ve gücünü harcaması gereken konulardan uzaklaştırılması taktiği yeni bir uygulamada değildir.İpek ve kumaş ticaretinin merkezi konumundaki Hindistan’da sömürgeciler tarafından 40.000 ipek ustasının elinin kesilmesi sömürge zihniyetinin temsilcilerinin ciğerini anlatmaya yetmez mi?Emin olunuz ki logaritma cetvelini ezberletmek yukarıdaki katliamdan daha vahimdir.Bedenlerin hapsedilerek uzun vadeli başarılı olmuş hiçbir işgal hareketine rastlayamazsınız ,lakin sömürge amaçlarına göre yeniden formatlanmış ,kontrol altında ve işbirliğine müsait beyinlerle işiniz son derece kolaylaşır.Zaten sömürgeler tarihi incelendiğinde benzer uygulamalara sıkça rastlarsınız.

Tabii ki günümüzde bu tarz uygulamaların olmaması, günümüzde yeni boyut kazanan ,dönem gereği kıyafet değiştiren,daha kitlesel ve tek merkezden idare edilen ,belki daha da önemlisi artık legal yollarla gerçekleştirilen yeni sömürgecilik ve beyin kontrolü çalışmalarını görmemize ve çok acil tedbirler alınmasına mani olmamalıdır.1800’de batılı güçlerin yeryüzünün %35’ini,1880’de %67’sini ve 1914’te %85’ini tahakküm altına aldığı aklımızın bir köşesindeyken,1800’lerde zengin ülkelerle fakir ülkeler arsındaki gayri safi milli hasıla dengesinin 3:1 iken bu dengenin 1990’larda bu paritenin 82:1 olduğu gerçeği ortadayken ,dünya nüfusunun %2’sinin dünya zenginliğinin yarısını elinde tutarken ve bir milyara yakın insan açlık sınırında ve temiz suya ulaşamazken adil bir dünyadan nasıl bahsedebiliriz.Görüldüğü üzere ,günümüze doğru geometrik olarak artan dengesizliğin bu hale gelmesinde ve insanlığın bunun karşında,çözüm üretemeyip, ciddi tepkiler ortaya koyamamasında , kitle iletişim araçlarının gerçekleştirdiği beyin kontrolünün etkisi çok büyüktür şüphesiz…Türkiye’nin de içinde bulunduğu tam 68 ülkede her insan grubuna hitaben,tek merkezde üretilen aynı formattaki TV programlarının ,aynı anda vizyona sokulması tesadüf müdür?….Bugün ne yesem?…Bugün ne giysem?…Sakın gelme yeteneksizsen…Veya birbirinin tekrarı onlarca diziden ve en çok izlenen saatlerde gece yarılarına kadar süren ve artık tam bir teröre dönüşen spor programlarından kurtulabilirsen düşüneceksin.Tüm bunlar kitlesel zihin kontrolü değil de nedir?Bir futbol maçının genciyle yaşlısıyla hafta boyu tartışılmasının,kadınlarımızın dizilerde yakaladığı sanal mutluluğu günlerce kendi aralarında konuşmalarının,tüm geleceğini yetenek programlarının kuyruklarında arayanların veya izlediği sözde okul dizilerini ertesi gün kendi okulunda taklit etmeye çalışırken ,tam bir hilkat garibesine dönüşen gençlerin Hindistan’daki logaritma cetveli uygulamasından farkı var mıdır?Amaç aynı,araç farklı..Tüm bunlar bir tarafa ,binlerce kilometrelik mesafelerden direkt insan beynine gönderilen frekanslarla o kişi üzerinde istenilen yönde davranış değişiklikleri meydana getirilirken,hatta bu şekilde intihar ettirilen insanlar tespit edilmişken veya milyon dolarlık araştırmalarla kanıtlandığı gibi GSM operatörlerinde kullanılan frekansların insan DNA’sını etkilediği ispatlanmışken(REFLEKS ÇALIŞMASI),buna benzer konuların üniversitelerde dahil hiç tartışılmaması hatta dikkate bile alınmayıp dalga geçiliyor olması, büyük devlet olma iddiasından uzak ,ne hazin bir tablodur. Sınırlarınızı sadece askeri tedbirlerle koruma dönemi çoktan geride kalmıştır.Tarım ülkesi diye övüne duralım,petrolden sonra en fazla parayı ödediğimiz GDO’lu tohumlarla elde ettiğimiz ürünleri yedirdiğimiz nesillerin ,davranış bozuklukları dahil ,beyin yapılarına olan etkisinden bahseden kaç okumuş adam kaldı ki…Teknoloji ALLAH(CC)’ın rahmetidir.Ancak bunun kimin elinde ve ne için kullanılacağı mühimdir.Bu necip milletin genetiğinde,tüm bu senaryoları bozacak asalet muhakkak mevcuttur. Irkçı emperyalizm hedeflerinden asla vazgeçmiş değildir.Bilakis tek dünya devletinin kurulabilmesi, ortak amaca hizmet eden tek türlü düşünen insanlarla mümkündür.Bu ağır narkozlardan ve akıl tutulmasından kurtulamayan ve bağımsız düşünme yeteneği olmayan ,ahlaksız vasıfsız gençlerle yeniden büyük TÜRKİYE’nin kurulmasının imkan ve ihtimali yoktur.

Bir milletin asıl gücü ne topu,ne tankı,ne de parasıdır.Bir milletin asıl gücü,imanlı, iyi yetişmiş evlatlarıdır.”

diyerek konuşmasını tamamlayan Yıldırım belediyeyi kazandıklarında,her mahallede farklı branşlarda spor kompleksleri oluşturarak,mahalle kulüpleri ve yerel lig kuracaklarını,böylece gençlerin zararlı ortamlardan uzaklaşarak,profesyonel sporcuların yetişeceği alt yapıyı oluşturacaklarını söyledi.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.