banner1047

13.01.2020, 23:57

KADİM DOSTLARIMIZIN YALNIZLIĞI

Merhaba dostlar, bu yazımızı bir vefa borcu olarak kadim dostlarımız kitaplara ayırdık. Uzun zamandır tavan arasına, tozlu raflara terk ettiğimiz kadim dostlarımıza… Bu yazımız kadim dostlarımıza bir vefa borcu olsun. Yine evlerimizde, oturma odalarımızın başköşesine onlar yerleşsin. Gençlerimizin ellerinde onlar olsun. Gündemimizi onlar işgal etsin. Velhasıl hayatımız, kadim dostumuz kitapla yeniden anlam kazansın.

*

Lise tahsilini bitirdiğimiz yıllarda gazeteler promosyon olarak kuponla ansiklopedi ve kitap verirlerdi. Bazı ansiklopediler ise, bayilerde fasikül fasikül satılırdı. Mesela TDV İslam Ansiklopedisi o yıllarda fasiküller halinde yayınlanıyordu. Ansiklopedi kuponu topladığımız o günleri hatırladım şimdi. Hey gidi günler, hey! Serde öğrencilik var, cepte beş kuruş paramız yok. Garibanlık işte! O devirlerde ansiklopedi sahibi olmak bir öğrenci için öyle kolay bir şey değildi. Bu yüzden, harçlıklarımızdan kısarak cilt cilt veya fasikül fasikül ansiklopedi temin etmek ekonomik yönden bize daha cazip geliyordu. Cilt tamamlandığında bu fasikülleri şehrin en iyi ciltevine götürür özenle ciltletir, ardından da evdeki kütüphanemizin en güzide rafına yerleştirirdik. Şimdi tatlı bir anı olarak kaldı o günler. Belki de kitabın yaşadığı en mesut demlerdi o dönemler. Bir kaynak kitap edinmenin ve o kitap içerisinde aradığımızı bulmanın hazzını yaşardık. Şimdi ki gençler bu hazdan yoksun yaşıyorlar.

*

En yakın dostlarımızın, bizim vefasızlığımız karşısında ahu eninle gözyaşı döktüklerinin farkında mıyız acaba? Kitaplar da ağlar mı demeyin, ağlar efendim ağlar! Bizim olanca vefasızlığımıza rağmen kadim dostlarımız yine de ümitlerini yitirmiyor; sayfalarını açıp tekrar bizimle kucaklaşacakları günü bekliyorlar, hem de hiç küsmeden. Mezarında kendisine fatiha okuyacak ziyaretçisini bekleyen mevtanın yalnızlığı ve bekleyişi gibi... Belki de sayfaları arasında bizim için şu dost sitemini saklıyor kadim dostlarımız:

*

Güle gûş ettiremez boş yere bülbül inler,

Varak-ı mihr ü vefayı kim okur kim dinler?

(Bülbül, inleyişlerini nasıl ki güle işittiremez; aynen öyle, dostluk ve vefâdan kimseler söz etmez ben bahsetsem kimseler kulak asmaz; öyle bir zamana geldik!)

*

Fasikül fasikül ansiklopedi sahibi olduğumuz o günlerden dijital, diğer bir tabirle e-kitaplar devrine geldik. Geldik gelmesine de lise yıllarında kendi imkânlarımla edindiğim o ansiklopedilerin yerini tutmuyor bilgisayarımda kayıtlı şimdinin e-kitapları. Belki kütüphanemdeki o ansiklopedilerle aynı bilgileri saklıyorlar içlerinde, ama ruhsuzlar! Kütüphanemdeki kitaplar daha canlı, daha samimi, daha yakınlar bana. Sanki karşılıklı konuşuyoruz onlarla. Kitaplıkta sıra sıra dizilişlerini görmek huzur veriyor bana. Kitaplarımızdan birinin üzerine toz değse, yaprağının bir kenarı yırtılsa, cildinde en ufak bir hasar olsa üzülüyor, hal çaresine bakıyoruz. Onlarla aramızda böyle bir duygusal ilişki var. Şu ölümlü dünyadan son yolculuğumuza çıkmadan önce geride kalan evlatlarımızı düşündüğümüz gibi onları da düşünüyoruz. Onların biz gittikten sonra kadir kıymet bilen okuyucular elinde hayatlarını devam ettirmelerini istiyoruz. Ya evladımıza miras bırakıyoruz ya da bir kütüphaneye bağışlıyoruz. Böyle yapıyoruz çünkü kitap insanlık için en elzem ihtiyaç! Bizim her şeyimiz, hayat pınarımız, olmazsa olmazlarımız onlar. Bize hiç küsmeyen asil dostlarımız.

*

Kitabın kutlu devirlerini yaşadığı yıllarda kitap dostları vasiyetnamelerinde evlerindeki kütüphanelerin akıbetinin ne olacağını, nereye vakfedileceğini belirtme ihtiyacı hissedermiş. Bizler vasiyetnamemizde kitaplara yer verecek kadar kitap dostu muyuz acaba? Dostlarıyla hediyeleşirken kitabı tercih eden eli öpülesi güzel insanların sayıları çoğalmalı. Çağımızın kitap kurdu Ali Emiri Efendileri neredesiniz?

*

Kütüphanemizin raflarını süsleyen kitapların sayfaları arasında hayat var. Hem de bu öyle esrarlı bir hayat ki, sadece okumasını bilenler çözebiliyor ondaki esrarı. Düşünün bir kere, Mecnun hâlâ o sayfalarda yaşıyor ve hâlâ o destansı hikâye her okuyucu ile tazeliğini koruyor. Sultan Fatih, beyaz atının üzerinde İstanbul’a girerken kitaplar o kareyi ebedileştiriyor ve yaşatıyor hâlâ. Kameranın ve dijital kaydın olmadığı o devri bütün canlılığıyla kitaplar aktarıyor ve yaşatıyor bize. Hatta öyle ki Mecnun ile sohbet edebiliyor, Fatih ile İstanbul’u fethediyorsunuz. Bu anlamda hayat var kitaplarda. Bilemediğimiz, cahili olduğumuz ne hayatlar, ne bilgiler saklı kim bilir?

*

Kitaplığımızdaki o ansiklopediler bizi alır götürürdü bilgi deryasına. O deryayı fark ettikçe eksik olduğumuzun, bilgiye aç olduğumuzun farkına varırdık. Bir sihri vardı kitabın ve ayrıca bir ulviyeti. Bu yüzden evlerimizin en güzel köşesinde yer açardık onlara tıpkı gönlümüzde yer açtığımız gibi. Çalışma odamıza girdiğimizde onlardaki uhreviliği, ulviliği ve bir derviş münzeviliğini hissederdik. Odadaki atmosfer bizi çepeçevre sarar, ruhumuzu kuşatırdı. Bambaşka bir âlemin içerisinde bulurduk kendimizi. Kâğıt kokusunun ta genzimize kadar işlediği kitap sayfalarını açar, bize lazım olan bilgileri okur, not defterimize kaydederdik. Şimdi zamane talebeleri kes, kopyala, yapıştırla işlerini hallediyorlar kitabı okuyup içindeki bilgiyi hazmetmeden.

*

Google Efendi çıkalı kitabın, kütüphanenin yolunu unuttuk. Yazarak öğrenmenin, not almanın, dolmakalem kullanmanın, emek vererek bir şeyler üretmenin hazzını unutturdu bize Google Efendi. Artık birçoğumuz şehir kütüphanesinin o kitap kokan odalarına uğramıyoruz. Kütüphaneciler de öyle avare avare oturuyorlar, bürokratik yazışmalardan gayrı işleri yok. Ne gelenleri var, ne gidenleri. Çünkü kendisine bir şey lazım olan herkes Google Efendi’yi bulup ona soruyor.

*

Kitaplar sırtlarını sıvazlayacak, yapraklarına dokunacak, tozlarını üfleyecek, kendisiyle konuşacak vefakârları bekliyor internet dünyasının Google Efendisine rağmen. Google Efendi kurmuş tezgâhını, bütün albenisi ve cazibesiyle kitabın ve kütüphanenin yolunu kesmiş. Siz ne derseniz deyin, bu sonucu biz hazırladık. Kitabı hayatımızdan kendi ellerimizle biz uzaklaştırdık.

*

Kitabın eski tahtına kurulup, saltanatını sürdüreceği güzel günlerde buluşmak temennisiyle…

*

ŞİİR FALINDAN:

Gör zâhidi kim sâhib-i irşad olayım der,
Dün mektebe gitti, bugün üstad olayım der.

(Bağdatlı Ruhi)

Yorumlar (0)
banner1052
banner810
17
az bulutlu
Namaz Vakti 22 Kasım 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Ümraniye 13 18
11. Pendikspor 13 18
12. Manisa FK 12 17
13. Esenler Erokspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7