ÖZDER Başkanı Ahmet Akça; “Yeni Sınavda Din Dersinin Yeri Yok”

Bilindiği üzere, YÖK başkanımız Sayın Yekta SARAÇ tarafından 12 Ekim 2017 tarihinde üniversiteye giriş sistemini düzenleyen ‘’Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS) açıklandı. Özel Öğretim Derneği olarak açıklanan yeni sınav sistemi yaklaşık bir haftadır yetkili kurullarımızca incelendi.

Yaptığımız değerlendirmeler neticesinde sınavla ilgili tespit ettiğimiz eksikler var ve biz bu eksikliklerin eğitim sistemimizde oluşturacağı sıkıntıların kamuoyuyla paylaşılmasında fayda görüyoruz.

Umarız YKS ile ilgili uygulama sürecine girilmeden önce yapılacak değerlendirmelerde bu çalışmamızda belirttiğimiz eksiklikler dikkate alınır ve gereken yapılır. Aksi hâlde yeni sınav sistemini bir yıl aradan sonra tekrar tartışmaya başlayacağımızın endişesini taşıyoruz.

Yeni Sınav Sistemin Temel handikapları;

TARİH, FELSEFE, DİN KÜLÜTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSLERİNİN ÖNEMİ KALMIYOR; COGRAFYA DERSİNİN ÖNEMİ AZALIYOR

Çünkü bu dersler bütün öğrencilerin girdiği daha önceki YGS yerine geçecek ve sadece Türkçe ve Matematiki kapsayan yeni sınavda (I. Oturum) diğer dersler yer almayacaktır.

LYS yerine geçecek alan sınavı olan YKS (II. Oturum)  ise SAYISAL alan, Fen-Matematik; EŞİT AĞIRLIK alanı, Matematik- Edebiyat -Coğrafya; SÖZEL alan, Türkçe-Edebiyat-Tarih- Coğrafya, Felsefe ve Din Kültürü derslerini kapsıyor.

Yani TARİH, FELSEFE ve DİN KÜLTÜRÜ dersi ile öğrencilerin yaklaşık %20’si (SÖZELCİLER) muhatap olacak. Üstelik bu öğrenciler, başarısı en düşük öğrenci grubu. Coğrafya dersi ise sadece eşit ağırlık öğrencilerine sorulacaktır.

Kısaca; Tıp, Mühendislik, Hukuk, Siyasal, İşletme, İktisat ve Birçok Öğretmenlik bölümlerini tercih edeceklere TARİH, FELSEFE ve DİN KÜLTÜRÜ DERSİ sorulmayacaktır.

Oysa Din Kültürü dersi Liselerde 9. sınıftan 12. sınıfa kadar ortak derstir. Daha önce tüm öğrencilerin girdiği YGS'de az da olsa bütün derslerden soru soruluyor ve böylece okullarda her derse önem veriliyordu. Şimdi ise sınavda çıkmayacağı için TARİH, FELSEFE ve DİN KÜLTÜRÜ DERSİNİ OKUTMAK ADETA İMKÂNSIZ HÂLE GELECEKTİR.

Eğer bu yanlıştan dönülmezse Ak Partinin sağladığı en büyük kazanımlardan biri olan "SINAVLARDA SORU SORARAK DİN KÜLTÜRÜ DERSİNİN ÖNEMİNİ ARTIRAN" UYGULAMA SON BULACAK ve eski Türkiye'deki gibi bu ders tekrar önemsiz hâle getirilmiş olacaktır.

9 VE 10.SINIFTAKİ ORTAK PROGRAM İŞLEVSİZLEŞECEK

YGS yerine gelen sınav yani I. Oturum sadece Türkçe-Matematik; II. Oturum ise Sözel, Sayısal ve Eşit Ağırlık şeklinde ayrılmıştır. Bu alanlar ise sadece alan derslerini kapsadığı için lise 9 ve10.sınıftaki alan dışı derslere öğrenciyi yönlendirmek çok zor olacaktır.

Şöyle ki; bir öğrenci 9. Sınıfta iken genel olarak hangi alandan sınava gireceğini planlamaktadır. Yeni sisteme göre sayısal alanda sınav hedefi olan öğrenci sözel derslere, sözel alanda sınav hedefi olan öğrenci ise sayısal derslere ilgi duymayacaktır.

Maalesef okullarımızda özellikle lise çağındaki öğrencileri sınav dışında başka herhangi bir unsurla isteklendirmek mümkün değildir. Eğer yeni sistem uygulanırsa 9. ve 10. sınıfta alan dışı dersleri vermenin anlamı kalmayacaktır. En azından verimlilik ciddi oranda düşecektir.

İHL ve SOSYAL BİLİMLER AĞIRLIKLI LİSELER; FEN VE ANADOLU LİSELERİ KARŞISINDA DEZAVANTAJLI

İHL’lerde ve Sosyal Bilimler Ağırlıklı liselerde sayısal alanı oluşturan matematik, fizik, kimya, biyoloji dersi saatlerinin sayısı Fen ve Anadolu liselerinin sayısal bölümlerine göre daha azdır.

Yeni sistemde ikinci oturumda sorulacak sorular, fen bilimleri alanında eğitim görmüş lise öğrencilerine gereğinden fazla avantaj haksız sağlamaktadır.

İlk oturumda sosyal bilimler alanından sorulacak soruların sosyal puanıyla ikinci oturumdaki fen bilimleri alanında sorulacak soruların fen bilimleri puanı arasında bir dengelenme sağlanabilir.

Aksi takdirde İHL’ler ya sayısal alana baştan hiç yönelmeyecekler ya da bu alanda ciddi bir desteğe ihtiyaç duyacaklardır; ki bu durum, eski zamanda bir zulüm uygulaması hâline getirilmiş olan katsayı adaletsizliğine benzer mağduriyetlerin yaşanmasına yol açabilecektir.

SAYIN CUMHURBAŞKANI’MIZIN ÜNİVERSİTE GİRİŞ SINAVLARINDA HER ZAMAN VURGULADIĞI EN ÖNEMLİ HUSUS, BU SINAVLARDA ÖĞRENCİLERE OKUL MÜFREDATININ TAMAMINDAN SORU SORULMASI VE ÖĞRENCİLERİMİZİN TÜM SÜRECİ OKUL SİSTEMİ İÇERİSİNDE TAMAMLAMASI; ANCAK YENİ SİSTEM BU TALEBİ KARŞILAMIYOR

Yeni sınav sistemi, puanları 4 temel kategoride tasnif ediyor. Bunlar sayısal, eşit ağırlık, sözel ve dil puanları.

Tercihi sayısal alan olan bir öğrenci için daha 9. sınıftan itibaren Coğrafya, Tarih, Felsefe grubu, Din Kültürü gibi dersler gereksiz hâle gelecektir.

Aynı şekilde bir eşit ağırlık öğrencisi için de, Fizik, Kimya, Biyoloji, Tarih, Felsefe ve Din Kültürü dersleri gereksiz hâle gelecektir.

Yine Sözel alanı tercih eden bir öğrenci için de, Fizik, Kimya, Biyoloji dersleri gereksiz hale gelecektir.

Hal böyle olduğunda tüm hedefi iyi bir üniversite kazanmak olan öğrencilerin üniversite giriş sınavında sorumlu tutmadığınız derslere ilgi göstermeleri nasıl sağlanacak.

Bu düzenleme ancak hedefi iyi bir üniversite kazanmak olan öğrencileri tek dersten kurs veren özel öğretim kurslarına yönlendirir.

Okulda gereksiz zaman kaybettiğini düşünen öğrenci, tek ders kursları ile bunları telafi etme yoluna gidecektir. Çünkü yeni sınav sistemi, öğrencilerin sınavda sorumlu oldukları derslerin sayısını azaltarak adeta onları bu kurslara yönlendirmektedir.

 BU SINAV SİSTEMİ,  ÖĞRENCİLERİN AKADEMİK DERSLER DIŞINDAKİ SOSYAL, SPORTİF VE SANATSAL BAŞARILARINI ÖNEMSEMEMEKTEDİR

Önceki sınavlarda da sürekli şikâyetçi olduğumuz öğrencilerimizin sosyalleşememesi sorununa bu sınav da bir çözüm üretememiştir.

 SINAVIN 1. OTURUMU BİR BARAJ SINAVI OLARAK TANIMLANMASINA RAĞMEN SINAVIN SONUCU AÇIKLANMADAN İKİNCİ SINAVA GİRİLMESİ TAMAMEN SINAVI KAZANAMAYACAK ÖRGENCİLERE İKİNCİ KEZ SINAV STRESİ YAŞATMAKTAN ÖTE BİR İŞE YARAMAYACAKTIR.

Oysa önceki sınavda yani YGS’de barajı aşamayan yaklaşık % 15 civarında öğrenci LYS’ye girmiyordu. Ancak şimdi tüm öğrenciler ya barajı aştıysam diye bu sınavlara girecektir.

Bu durum ender de olsa bir şekilde birinci oturumda başarısız olan bir öğrencinin ikinci oturumda beklenmedik bir başarı göstermesi hâlini de ortaya çıkarabilir. Bu hâl, o öğrenci için nasıl bir durum yaşanmasına yol açacak? Bu sorunun cevabı da tam verilememiştir.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ

1.       Yeni açıklanan sistem aynen devam edecek ise 9. Sınıftan 12. Sınıfa kadar ortak ders olan Din Kültürü dersi hatta 11. Sınıfa kadar ortak ders olan Tarih ve Felsefe derslerinin I. Oturumdaki Edebiyat testine, ya da II. Oturumdaki bütün Sözel, Sayısal ve Eşit Ağırlık testlerine eklenmesi gerekir.  Aksi takdirde sınavın müfredatla örtüşmemiş olması bir yana siyasal iktidarın “tarihini bilen” ,  “dindar nesil yetiştirme” iddiasını çürütecektir.

2.       Açıklanan sistem aynı şekilde devam edecek ise en azından sınav, iki ayrı günde yapılmalıdır.

3.       Sınav mutlaka tek günde yapılacaksa sınav sayısı teke indirilmeli ve I.oturumdaki baraj uygulamasından vazgeçilmelidir.

Bizim ÖZDER olarak teklifimiz şudur;

Yeni sınav sisteminin bu yıl uygulanmasından acilen vazgeçilmelidir.

Bu yıl, mevcut YGS/LYS sistemi aynen uygulanmalı, YÖK de bu arada kazandığı zamanı iyi değerlendirmeli ve eğitimin bütün paydaşlarının dâhil edildiği geniş bir istişare sürecini başlatmalıdır.

Öğrencilerin sadece akademik başarısının değerlendirildiği bir sınav değil; onların akademik, sosyal, kültürel, sportif başarılarının değerlendirildiği bir sistem eğitim sistemimize kazandırılmalıdır.

Yıllardır çözülemeyen Üniversiteye Giriş Sınavı gibi temel bir sorunun ABD vb. ülkelerden kopya (SAT) vb. sınav modelleriyle çözülemeyeceği idrak edilmeli ve her şeyde milli ve yerli olmanın öneminin vurgulandığı şu günlerde eğitim ve sınav sistemlerinde gayri milli yaklaşımlardan kaçınılmalıdır.

Eğitim sektörünün tüm paydaşlarının (üniversite, MEB, eğitim dernekleri, özel okullar, eğitim sendikaları vb.) dâhil edildiği geniş bir istişare süreci başlatılırsa önümüzdeki yıla kadar, “kendimize özgü ve dünyaya esin kaynağı olacak bir sınav sistemi” ni oluşturabiliriz. Buna ilişkin bilginin, birikimin ve tecrübenin bizde olduğuna inanıyoruz.

Kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz. 19.10.2017