banner1047

04.02.2020, 04:10

NE OLUR GERİ DÖNME!

Olay şu: Evli bir kadın internette tanıştığı bir adama kaçıp belli bir süre onun evinde yaşıyor. Sonra dedektif programcılar kadını bulup stüdyoya getiriyorlar. Kadının resmî kocası olan adam, kadının kaçtığı adam da olduğu halde, eşine(!) yalvarıyor: “Ne olur geri dön!”


Olayı şöyle açalım: Lale Devri, "zevk ve sefâ" devri olarak isimlendirilmiş. Adını, o dönemde İstanbul'da yetiştirilen ve zamanla ünü dünyaya yayılan lale çiçeklerinden alması, çok sonradır.(Yahya Kemal bir sohbet esnasında bu dönemi Lale Devri olarak tanımlar.) Bu devirde neler olmuş: Sanat ve toplumsal hayata özgün bir anlayış getirilmiş, kütüphaneler, çeşmeler, su ihtiyacını karşılamak için su bentleri, Medreseler, Külliyeler, dönemin belki de en gözde eseri olan Sâdâbâd Kasrı, bu dönemde yapılmıştır. Yani saraya kapanıp kimse zevk içinde yaşamamış. Devam edelim. Avrupa başkentlerine geçici elçilik heyetleri yollanmış, Said Efendi ve İbrahim Müteferrika Avrupa'dan matbaayı getirmişler. İlk kez çiçek hastalığına karşı aşı uygulanmış. İstanbul'daki yangınları önlemek için yeniçerilerden Tulumbacılar adı verilen bir itfaiye ocağı kurulmuş. Çini atölyeleri açılmış. Kâğıt fabrikası açılmış. Türk tarihinde çeviri çalışmalarındaki ilk enstitüleşme bu dönemde görülmüş. Ancak bu dönem için” yüksek edebiyat ve statü, yüksek zümre için yapıldı, halk açtı perişandı” diyerek başka suni çıkışlara kapı aralandığından, sürekli bir arayış içinde olmuşuz. Bu arayışlarda aslî unsuru yani insanı öncelemeyi unuttuğumuzdan Batı’nın maddi ilerlemesine kanıp manevi gerilemeye razı olmuşuz. Görsel ilerlemeyi kazanım sanmışız. Bu çıkışların ya da kaçışların çare olmadığını bugünlerde TV’lerin programlarında gördük. Kaybettik.


İnsan bedeniyle değil ruhuyla oluşur. Beden geçici, ruh ölümsüzdür. Memleket gayesi olan edebiyatçılar ruhu anlamaya çalışırlar. Memleket demek medeniyet demektir. Medeniyet de ölümsüz ruhlarla örülecektir. Önce altmışlar sonra seksenler, doksanlar derken milenyum denilen “sıfır sıfırlı” yıllara geldik. Yani iki binli yıllar. Her on yılda bir değişim oldu. Bu değişim bazen ileriye bazen geriye olmuş olabilir. İster moda deyiniz ister dayatma, saçımızdan pantolonumuza kadar her şeyimizi belirleyen bir güç oluştu. İspanyol paça, Amerikan saç kesimi, kot pantolon üzerine lacivert ceketler. Buna dış güç deyip de kurtulamayız. Çünkü hepimiz oradaydık.


Anadolu insanını çamurlu ayakkabısından dolayı evlerine sokmayan zihniyet bugünlerde halkçı numarası yapıyor. Kanmayalım. Bindiğimiz metro, tramvay hepimizindir. İnsanı merkezine almayan hiç bir akım ilanihaye sorgulanamaz değildir. Bu ters çark elbet bir gün kendi dişlisini yiyecektir. Kimin ne yaptığı değil kimin neyi doğru yaptığına bakmalıyız. Yüz tane icraatından elli birini doğru yapanların yanındayım. Edebiyat da böyledir. Okullarda okutulan edebiyat dersinden bahsetmiyorum. Bir diğer adı medeniyet olan edebiyattan bahsediyorum. Edebiyat ruh katar, yön tayin eder, şuur kazandırır. Şiir de nesir de edebiyatın birer şubeleridir. Niçin bunca şiir diye sorulan bir soruya da bu şekilde cevap vermiş olayım.


Kadın ve kız çocuklarına en güzeliyle değer veren kadim medeniyetimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Hangi, şehir adıyla olursa olsun, erkeği geriye atan; kadını öne çıkaran (ya da tersi) sözleşmeyi asla tasvip etmiyorum. Edebiyatta kullanılan kadın, eşinin bile ismini söylerken kalbinden söylediği hanımdır. Bu medeniyet değil de nedir. Medeniyetle anlatılan kadın, ayaklarının altında cennet olan kadındır.

Kadın, erkek ve çocuklar birbirini tamamlayan şiir gibidir. Şiirin başlığı erkek ise, en güzel cümlesi kadın, imzası ise çocuklardır.

Türk kadınını ve Türk erkeğini zillet haline düşürerek ailenin temelini sarsan bu programları kaldırmak için RTÜK neyi bekliyor?


Keşke sözleşmeye değil de özleşmeye kulak kabartsak…

Yorumlar (1)
Haşim Geyik 5 yıl önce
Kanayan yaramıza parmak başmışsın gardaş inşAllah merhem olur ve tedavi yoluna gidilir...
banner1052
banner1060
17
az bulutlu
Namaz Vakti 23 Kasım 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Ümraniye 13 18
11. Pendikspor 13 18
12. Manisa FK 12 17
13. Esenler Erokspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Getafe 14 13
16. Deportivo Alaves 13 13
17. Las Palmas 13 12
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 14 9
20. Valencia 11 7