banner1047

11.09.2018, 09:25

TARİH BİZE NE SÖYLER

"Bir zamanlar biz de millet, hem de nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!
Kapkaranlıkken bütün âfâkı insaniyetin,
Nâr olup fışkırmışız tâ sinesinden zulmetin."

.

Milli şâirimiz Mehmet Akif Ersoy’a ait yukarıya aldığımız mısraları okuduktan sonra, geçmişe doğru bir tarih yolculuğuna çıkmaya ne dersiniz değerli dostlar? Hazırsanız bu haftaki yazımızda beraber kısa bir tarih yolculuğu yapalım.

.

Tarih, ibret için vardır; sayfalarını da bunun için açar zaten bize. Zira, geçmişini unutan milletlerin geleceklerini sağlam temeller üzerine kurmaları mümkün değildir. Geçmişinden ders alıp, geleceğine yön veremeyen milletler tarihin çöplüğünde kaybolup gitmişlerdir.

.

Özellikle gençlerimiz açısından milli tarihimiz çok önemli. Milli tarihimizi öğrenmek, milli şuurla mücehhez olmak demektir. Biz yetişkinler, ne yapıp edip gençlerimizi tarihe adını altın harflerle yazdırmış milli kahramanlarımızla buluşturmalıyız. Bu buluşmanın yollarını aramak zorundayız. Bunu milli bir vazife olarak görenlere ve kendisine dert edinenlere bu anlamda çok iş düşüyor. Yapılacak çok şey var, vakit durulacak vakit değil! Gençlerimiz, Orta Asya’dan Anadolu’ya ve dünyanın farklı coğrafyalarında ortaya koyduğumuz kültürel mirasımızdan haberdar olmalı, özünde merhamet, adalet ve insaniyet olan büyük bir medeniyetin evlatları olduklarının farkına varmalı.

Devir, Osmanlı devri. Şanlı ecdâdımızı bir de yabancılardan dinleyelim isterseniz. Bakalım, Batılı yazar ve seyyahlar Müslüman Türk’ün sosyal hayatı hakkında neler yazmışlar. Kaynağımızı da belirtelim bu arada. Yazımıza konu olan yabancılara ait aşağıdaki görüşler, değerli tarihçi merhum Yılmaz ÖZTUNA’nın 1986 yılında basılmış iki ciltlik Osmanlı Devleti Tarihi isimli kitabından derlenmiştir. Buyurun birlikte okuyalım:

.

“Türkler’in biz kadınlara muameleleri bütün milletlere örnek olmalıdır. Sokaklarda kadın en küçük saygısızlık görmez.” (Lady Craven, Voyage a Constantinople, Paris 1789)

.

“İhtiyarlık Türkiye’de olduğu gibi hiçbir yerde hürmete mazhar değildir. Çocuklarını daha fazla şefkat ve ilgi içinde yaşatan bir memleket de bilmiyorum. Sokaklarda çocuğunu omzuna, kucağına alarak yürüyen, onu fazla yürütmekten, yormaktan sakınan çok baba görülür. Ama büyüyen çocuk, babasına büyük saygı gösterir. Emretmedikçe oturamaz. Yalnız “baba” değil, babasının ünvanı neyse “efendi baba” , “ağa baba” , “bey baba” , “paşa baba” diye hitap eder. Küçük kardeş büyüğüne saygı gösterir. Büyük kardeş asla ismiyle çağrılamaz, “abla” ve “ağabey” denir ki, bizim dilimizde bu kelimeler meçhuldür (bilinmez).” ( Ubucini, 1855)

.

“ Bir Türk kervansarayına indim. Üç gün bedava yiyip oturdum. Hıristiyanlar da aynen Türkler gibi kabul görüyordu.” (Villamont, 1596)

.

“ Bir Türkmen kulübesinde misafir kaldım. Beni misafir ettikleri kulübede, Avrupa’nın en lüks otelindeki kadar emniyet içindeydim. Doğrusu nazik insanlardı.” ( Mac Farlane, 1829)

.

“Galata bankalarından altın torbalarını, limandaki gemilere, Türk hamalları taşır. Şimdiye kadar en ufak bir vak’a işitilmemiştir. (Ubucini, 1855)

.

"Türkler hayır yapmakta çok ileridirler. Bir defa din farkına bakmazlar. İnsanın geçmişine de bakmazlar. Hayvanlara ve bitkilere mahsus hayrât da yaparlar. Mahallenin zengini, o mahallede ihtiyaç sahiplerinin hepsini himaye eder (korur, gözetir).” (Comte de Bonneval, 1740)

.

“Hayrât yaptıran Türkler arasında epey çılgınlar bulunur. Şam’daki kedi ve köpeklere mahsus hastane böyle bir çılgının vakfıdır.” (Guer, 1746)

.

“Osmanlı ülkesinde dilencilik ve dilenci yok gibidir.” (de la Monraye, Voyages, 1727)

.

“Türkiye’de kabalıktan eser görülmez, her tarafta nezaket göze çarpar.” (Prens Demetrius Cantemir, Histoire de L’ Empire Othoman, Paris 1743)

.

“Türkler asla yere tükürmezler.” (Marsigli, 1732)

.

“Türkler’de babaya saygı son derece büyüktür. İzin almadan babalarının karşısında oturmazlar.” (Amédéé Jaubert, Voyage, Paris 1821)

.

“Türk mutfağı çok temizdir. En küçük bir kire tahammülleri yoktur. Sofra takımları temizlikten parıldar.” (Tavernier, 1678)
.
.

“En yoksul bir Türk köylüsünün evinin temizliği hayrete şâyandır. Türk hastaneleri, Avrupa hastanelerinden çok daha temizdir. Türkler bu hayatı asırlardan beri yaşıyorlar. Biz de ise temizlik yarım asır önce başlayabilmiştir.” (Dr. A.Brayer, Neuf Annéés a Costantinople, Paris 1836)

.

“Zengin Türkler bol sadaka verirler. Zaruretlerini söylemekten kaçınanları arayıp bulur, bilhassa onlara yardımdan zevk alırlar. Borçlunun borcunu öderler. Yoksul komşularını gözetirler. Herhangi bir hayvanın acı çekmesine asla izin vermezler. Kedi ve köpekler için vakıf yaptıranlar vardır.” (de Thevenot, Relation d’ Un Voyage Fait au Levant 1665)

.

“Türkler arasında, başka milletlerde olduğu gibi senet ve yazılı vesikaya lüzum yoktur. Verdikleri sözün, yaptıkları vaadin esiridirler. Din farkı gözetmeksizin bütün insanlara karşı aynı şekilde hareket ederler. Başkasının hakkını yemekten çok korkarlar. Bütün endişeleri helal ile haramı ayırmaktır.” ( d’Ohsson, IV, 309)

.

“İstanbul’da gece asayişi de gündüzki gibi mükemmeldir. Nadiren hırsızlık olur. Hırsız bulunamazsa çalınan mal, o sokağın sakinlerine ödetilir. Hırsız bulunursa, ağır bir hapis cezası verilir.” (Castellan 1811)

.

“Türkler’in beşer irfanını ciddi bir suretle ileri götürdükleri, şimdiye kadarki bilinen materyallerden bile, vâzıh (açık, belirgin) olarak anlaşılmaktadır.” (Geza Fehér, II. Türk Tarih Kongresi)

.

Nitekim 19. yüzyılda İstanbul'da birkaç sene kalan tarihçi A. Ubicini, La Turquie Actuelle (Güncel Türkiye) isimli kitabında o devri objektif bir şekilde tasvir etmiştir. Ubicini, Türk beldelerinin emin yerler ve Türkler'in de son derece güvenilir olduklarını şöyle anlatmıştır: "Bu muazzam payitahtta (İstanbul'da) dükkâncı herkesçe malum namaz saatlerinde dükkânını açık bırakıp gittiği ve gece evlerin kapıları alelade bir mandalla kapatıldığı halde, senede yalnız 4 hırsızlık vakası bile olmaz...”

.

A. Brayer, 19. yüzyılda Paris'te yayınlanan Neuf annees a Constantinople (Konstantinopolis'te Dokuz Yıl) isimli eserinde, Türk tevazusunun üzerinde durmuş; bunun kaynağının Kur’an-ı Kerim olduğunu şöyle belirtmiştir: "Müslüman Türkler arasında kibir ve gurur adeta bilinmez. Kuran'ın en şiddetle yasakladığı temayüllerin biri de budur... Bir taraftan da sürekli olarak alçak gönüllülük telkin edilir... İşte bundan dolayı Müslüman Türk'ün yürüyüşünde vakar ve ihtişam olmakla beraber, katiyen kibir ve azamet yoktur. Daima yavaş sesle konuşur; el ve kol hareketlerinde hiçbir zaman zorla hükmeden bir eda sezilmez; hizmetinde tatlılık ve kolaylık vardır.”

.

“Hayrat ve hasenat yalnız Kur’an ile Türk imamları tarafından iyice telkin ve teşvik edilmiş olmakla kalmayıp halk tarafından da o kadar sadakatle ve öyle bir el birliği ile tatbik edilir ki, bütün Türkiye ile Kırım'da dilenciliğin veyahut dilenciliği meslek ittihaz etmiş fukaranın ne olduğu bile malum değildir.” (Aubry de la Motraye)

.

"Dünyada esirlere, kölelere, cariyelere ve hatta kürek mahkumlarına Müslüman Türkler'den daha iyi bakan ve daha iyi muamele eden hiçbir millet yoktur.” (Mouradgea d'Ohsson)

.

Türkler'in konuşmalarına şahit olan bazı Batılı gözlemciler, Türklerdeki güzel hitap biçimini şöyle anlatırlar:"Bu milletin o kadar tatlı bir konuşma tarzı vardır ki, bütün medeni milletlere örnek olabilir.” (Charles Mac Farlane)

.

"Öfke ile intikam hissinin mahsulü olduğu kadar kumarbazlığın da tabii bir neticesi olan küfürbazlık Hıristiyan memleketlerinde müthiş surette ve tamamıyla kâfirce sarfedilip durduğu halde, Türkiye'nin ne sokaklarında duyulabilir, ne de evlerinde işitilir. Bu halin bizim yüzlerimizi kızartacak ve bizi hayretler içinde bırakacak tarafı da şudur ki, Türkler'in yalnız ağızlarında değil, lisanlarında da küfür kelimeleri yoktur. Onlar yalnız 'Vallah' diye Allah'a kasem (yemin) ederler. (Du Loir)

.

Birlikte okuduğumuz Müslüman Türk’e ait bu güzel hasletler tozlu raflarda dizili tarih kitaplarında kalmasın. Dileğimiz o ki, ecdâdımıza ait bu güzel hasletler, sosyal hayatımızda tekrar neşv ü nema bulsun, yaygınlaşsın.

.

ŞİİR SANDIĞINDAN:
 

Biz sevdik âşık olduk, sevildik maşuk olduk,
Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası?
(Yunus Emre)

Yorumlar (0)
banner1052
banner810
17
az bulutlu
Namaz Vakti 22 Kasım 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 11 31
2. Fenerbahçe 11 26
3. Samsunspor 12 25
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 11 21
6. Göztepe 11 18
7. Sivasspor 12 17
8. Başakşehir 11 16
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 12 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 12 25
2. Bandırmaspor 12 24
3. Erzurumspor 12 22
4. Karagümrük 12 21
5. Igdir FK 12 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 12 18
9. Şanlıurfaspor 12 18
10. Manisa FK 12 17
11. Esenler Erokspor 12 17
12. Ümraniye 12 17
13. Pendikspor 12 17
14. Keçiörengücü 12 15
15. Gençlerbirliği 12 15
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 12 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Chelsea 11 19
4. Arsenal 11 19
5. Nottingham Forest 11 19
6. Brighton 11 19
7. Fulham 11 18
8. Newcastle 11 18
9. Aston Villa 11 18
10. Tottenham 11 16
11. Brentford 11 16
12. Bournemouth 11 15
13. M. United 11 15
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 11 10
16. Everton 11 10
17. Ipswich Town 11 8
18. Crystal Palace 11 7
19. Wolves 11 6
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 13 33
2. Real Madrid 12 27
3. Atletico Madrid 13 26
4. Villarreal 12 24
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 13 20
7. Real Betis 13 20
8. Real Sociedad 13 18
9. Mallorca 13 18
10. Girona 13 18
11. Celta Vigo 13 17
12. Rayo Vallecano 12 16
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 13 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 13 9
20. Valencia 11 7