Yazımın başlığını bu defa yazmaya başlamadan önce attım: “Ben bu yazıyı yazmadım”. Mavi renkli kalemle beyaz bir kâğıda yazdığım bu yazıyı daha sonra bilgisayarımda yazım ve imla kurallarına riayet ederek, yazı puntosuna kadar dikkat ederek yazacağım.
Söylemek isteyip de söyleyemediğimiz ne çok cümlemiz var cebimizde dolaştırdığımız. Dilimizin ucuna geliyor ve oturuyor kelimeler orada bir yerde, biliyoruz. Duymak istediklerimizi de duyalım diye özel bir çabamız yok. Dünyada bir yerde bir nokta kadar bir yeri işgal ediyoruz işte.
Anlamak insanın bir diğer adıdır. Anlayarak yaşamak, yaşamanın tadını çıkarmaktır. İnsan tadını çıkartarak yaşacağı bir hayat varken neden “kulaktan duyma” ve asılsız sözlerle muhatabını yormaktan zevk almaktadır. İnsan bir diğer insanı da anlasa. Keşke anlayan taraf hep aynı taraf olmasa. Burayı kaçırmamak lazım.
Arı vızıltısının bile dünyada bir karşılığı vardır. Kelebekle devam edelim: ”Kelebek etkisi” tabirini hepimiz duymuşuzdur. Merhum başbakanlarımızdan usta bir siyasetçimizin “Her bahar bir çiçekle başlar” dediği kelebek etkisinin en güzel karşılığı bu olsa gerek. Kelebek ve arı gibi küçücük canlıların dahi kanatlarını çırparak tabiatta bir değişimi başlattığını anlatmaya çalışıyorum. Oysa “arı gibi” biz insanlar çalışmalıyız.
Farkında değiliz. Sıradan bir cümledir ama diyelim: İnsanoğlu doğar, yaşar ve ölür. Şair İbrahim Tenekeci bunu en güzel biçimde şu şekilde ifade eder:”İnsanoğlu gelir, yorulur ve gider!”
Hepimiz bir gün yorulacağız. Kuşlar kanat çırpmaktan, arılar çiçeklere dadanmaktan, tırtıllar kelebek olmaktan vazgeçecek. Irmaklar bir gün akmayacak, denizler elbet kuruyacak. Jeolojik olarak milyon defa değişim ve dönüşüme uğramış bu aldatıcı dünya hep böyle mi kalacak? Ya da siz, hep böyle genç ve güzel mi kalacaksınız? Yunan filozof Demokritos ne güzel demiş:”Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir!” Ya da babamın ifadesiyle söylemek isterim: ”Kazık mı çakacağız bu dünyaya!”
Her şey bittiğinde sözlerimiz kalacak akıllarda. İsnatsız, uydurukça ve kaba sözler. İnsan bu iğrenç anın zevkini çıkarmayı düşünmemelidir. Asılsız yalanlarla bedenini dolamaktan da vazgeçmelidir. Keşke yüz yüze gelince de konuşsa insan.
İnsanoğlu hep önüne bakar. Utanınca önüne bakar, yorulunca önüne bakar, yola çıkınca önüne bakar. Önümüze bakarsak ömrümüze de bakmış olacağız. Kendimizi, gözlerimizi, gözlerimizin önünü görmüş oluruz. Önümüze bakarsak evimizi, evlerimizin bahçesini de görürüz.
Şair, oyun yazarı, romancı, bilim adamı, devlet adamı, tiyatro yönetmeni, eleştirmen, amatör sanatçı ve modern çağın en büyük Alman edebiyatçısı kabul edilen Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832)’e ait olduğu iddia edilen bir söz şudur: ”Herkes evinin önünü süpürse, bütün sokak temiz olur.”
Yazımın başından beri dediğim gibi, ben bu yazıyı yazmadım! Zaten son cümle de Goethe’ye ait!