bafra haber | bafra ajans| bafrahaber | bafra haberleri | bafra
2019-08-04 21:53:50

İLK ALDIĞINIZ ŞİİR KİTABININ ADI NEYDİ?

Fatih Tezce

04 Ağustos 2019, 21:53

Bugünlerde sosyal medyada bir röportaj dönüyor. Söyleşi desek daha estetik olur. Fransızca kelime yerine en azından Türkçe bir kelimeden türetilmiş bir kelime kullanmak daha keyif verici. Tıpkı estetik gibi. Bu bile ayrı bir yazı konusu. Nihayetinde estetik deyince kalça, burun vs. anlaşılıyor, üzülüyorum. Oysa estetik, sanat demektir. Yüce Allah’ın insanı, tabiatı ve havayı ölçüp biçerek yaratması, estetiktir. Kavramları eskitiyoruz.

Söyleşinin özeti şöyle: İlkokuldan Üniversite bitene kadar kimseye el açmadan kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayan bir şair görüyoruz. Hele ki paralı yatılı okumak için on koyunu satan babasına olan borcunu, lisede ayakkabı boyayarak kazandığı parayla köyüne on koyunla dönerek ödemesi ki burası beni bitirdi. Gözümden yaşlar düştü, hatırlıyorum. Borç kelimesi burada dikkat çekmek için kullanılmıştır. Evladın babaya olan tek borcu tebessüm borcudur. Borç deyince aklımıza ne yazık, para geliyor.

Günümüzde parasız yatılı okuyup bir de üstüne ücretsiz ders kitapları sırasında hazır olmasına rağmen okumaya karşı muhalefet eden yeni nesillerden artık yüzbinlerce Nurullahlar çıkmalı. Çocuklarımız kozasını ören kelebeklerdir. Kelebeklerin ömrü bilinenin aksine uzun oluyormuş. Ülkeler dolaşan kelebekler bile varmış. Çocuklarımız bilgi, yetenek ve görgülerini arttırabilmek için ülkeler dolaşan kelebekler kadar cesur ve ilgili olmalıdır. Çocuklarımızı ihmal ediyoruz.

Söyleşinin devamında şairimiz, bir de adam olmanın kalplerde iz bırakacak bir şiir yazmakla mümkün olduğunu anlatıyor dinleyicilerine. Yağmur şiirini yazmak için aylarca boş duvarlarla konuşuyormuş. Otobüsle İstanbul-Erzurum arasında seferler yapıyor, her gelen bir satırı anında otobüs biletlerine yazıyormuş. Camlara düşen geceye bakıyor, yağmurda ıslanmış ormanları seyrediyormuş. Öyle kolay olmuyor hiçbir şey. Yol belli menzil (varılacak yer) belli. Çalışmak gerekir, koşturmak gerekir ve çokça okumak gerekir. Birçoğunun yanlış bildiği gibi oturup iki saatte şiir yazılmıyor, üzgünüz.

Geceleri insan kaç defa kalkar uykusundan, uykular kaç defa küser insana, bilen bilir. Böyle yazılmış şiirlerin örnekleri çoktur. Birkaç örnek verelim: Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı, Arif Nihat Asya ve Bayrak şiiri, Nurullah Genç ve Yağmur şiiri…

Çorum’da İlahiyat Fakültesi öğrenciydim ve kıyısından köşesinden dergiciliğe başladığım yıllardı. Üç sayı çıkarabildiğimiz dergimiz bile oldu daha sonra. Sabahlara kadar olmasa da okumaya çok vakit ayırdığım yıllardı. Rüveyda kitabının şairi ile söyleşi yapmak için Erzurum’a gitmeyi bile tasarlamıştım. Her şey beynimde bir yerlerde hâlâ ilk günkü gibi taptaze. Şimdi açıkladım bu fikrimi, o gün sadece kendime açıklayabildiğim gibi. Açılım Dergisi, benim için böyle de lokomotif olmuştu.

Nurullah Genç benim için bir koltukta birkaç karpuz taşındığını ispat eden şairdir. İddia eden demedim. Çünkü öğrenciliğinde ayakkabı boyamış, fırınlarda hafta sonu çalışmış; bir de üstüne üniversite bitirmiştir. Birçok insanın hikâyesi aslında birbirine ne çok benziyor. Çocuklarımızı hikâyelerimizin içine sokalım.

Nurullah Genç ismini ben çok iyi hatırlıyorum. Ben üniversite öğrencisiyken Nurullah Genç, Erzurum Atatürk Üniversite’sinde Öğretim Görevlisiydi. Benim için Nurullah GENÇ, Yağmur’du, Rüveyda’ydı.

Benim ilk aldığım şiir kitabım Nurullah Genç’in Rüveyda’sıydı.

Fatih TEZCE

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.