bafra haber | bafra ajans| bafrahaber | bafra haberleri | bafra
2020-01-07 10:00:47

PAVLOV HER ZAMAN HAKSIZDIR

Fatih Tezce

07 Ocak 2020, 10:00

Önerme:
"Birçok psikiyatrik hastalıkların beyin biliminin gelişmesiyle düzelmesi konusunda çok önemli mesafeler alındı. Şu an Leyla ile Mecnun yaşasaydı ikisini de tedavi edebilirdik. Patolojik aşkı tedavi edebiliyoruz” dedi tıp doktoru.


İtiraz:
“Aşk psikiyatrinin konusu değildir. Aşk bu dünyanın konusu da değildir. Melali anlamayan nesle aşina değiliz’ demiş Ahmet Haşim. Mecnun’u anla(ya)mayan psikiyatriye aşina değiliz’. Aşkı, şiiri, muhabbeti bilmeyen bir ruh bilimi, kuru gürültüdür!” dedi şair.

Kliniğe yatırılmış bir “mecnunlar ordusu” hayal ediyor modern tıp ya da içinde böyle bir intikam hissi taşıyor. İnsanın âşık olma özgürlüğünü iğneyle, ilaçla veya terapilerle elinden aldığınız zaman ne kalır insandan geriye.


Bilindik bir menkıbedir; Leyla’nın sokağındaki köpeğin gözlerinden öper Mecnun, o gözler Leyla'yı gördü diye. Psikologlara göre, bu bir davranış bozukluğudur. Şairler ise, bu davranışın önünde saygıyla eğilirler.

Mecnun’un Leyla’ya âşık olmasını engelleyecek deneylere ve de Mecnun’u hasta gösteren kendini bilmez modern bilim dalına itirazımız var. Buradaki bir açmaz da şudur: ilim mi, bilim mi karar verecek tüm bu olacaklara?

Din-ilim tenakuzunu (çelişki) iddia eden kişilerin bahsini ettiği şey, ‘ilim’ değil, ‘bilim’dir. İlim daha çok ‘din’ kokar. Bilim ise, kendisine biçilen elbise, yüklenen fonksiyon ve kazandırılan manâ ile kargaşa edebiyatıdır. İlim Abbasi, Endülüs, Selçuklu, Osmanlı gibi bizim kültürümüzle yoğrulmuşken bilim, rasyonalizmiyle, pozitivizmiyle tümüyle ve özüyle Batının mahsulüdür. Yani her şeye müdahale hakkı olduğunu zanneden anlayış insanların kalbini gözlerini hayallerini anlamayan; cüzzamlı olduğu için bulaşıcı olduğunu ispatlayan(!)batıcılık hastalığıdır.


1960’lı yıllarda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yatan akıl hastalarının yazdığı yirmi altı şiirden oluşan şiir kitabını sanırım duymuştur modern tıp. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde, bir dönem personele de okuma yazma eğitimi vermiş olan Bedia Tuncer, bir taraftan da akıl hastalarıyla ilgilenmiş ve akıl hastalarının yazdıkları şiirleri derleyerek bir şiir kitabının basılmasına vesile olmuş. Bu şiirler piyasaya kitap olarak da sürüldü. Şiirlerin birçoğunu okudum. İnanın Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun “Ne zaman bir köy türküsü duysam şairliğimden utanırım “ dediği kadar -naçizane- şairliğimden utandığım şiirler birçoğu.

Mesela şu şiir;


“Bir çift göz arıyorum
Bakıp da gören
Görüp de gördüğünün
Ne olduğunu bilen
Ne olduğunu bildiği
Şeyden nefret etmeyen

Seven seven seven”


Bir başka şiir;


“Hayır, aşka değil de ben
Şairliğe özenmişim
Bütün benliğimi hislerimi de
Şairliğime vermişim “
(M.T. Ö)

Aşkı tedavi edebiliriz demek de nedir! Bunca emek, bunca bekleyiş, bunca özlem, hasret, yağmurların altında saatlerce yürümek, gökkuşağının altından geçeceğine inanan âşıkların ellerinden hayallerini almaya ne hakkı var modern tıbbın? Bırakalım yapraklar kurusun, dağlar önce karla şenlensin sonra papatya ile renklensin, yayla insanlarını bağrına basınca zevklensin.

Doğal olan bu değil midir, neden müdahale ediyoruz baraj yaparak ırmaklara?


Klasik koşullanma diye diye ceza mı vereceğiz Mecnunlara Ferhatlara?


Eğer öyle olsaydı kibirli karakterlerin kendilerinden de aşkı temizlemeleri gerekmez miydi? Acaba aşkı tedavi ediyoruz iddiasında bulunan bilim adamları On dört yaşındayken hangi müziği dinliyordu? Duygulara ve dermanlara ket vurmanın neresi bilimin içindedir?


Modern dünya zamanında deney yapılarak sorunun çözüleceğini iddia ederek, bu seyri, çılgınlık seviyesine yükseltmiş olan bu çözüm hastalığı üzülerek söylüyoruz ki ekseriyette vardır. İnsanı, insan ruhunu, yaşadığı şehri ve insanın yaşarken kullandığı bütün malzemeleri tanıdığını zannedip sevmeye meyilli olanlarımıza küçümseyerek bakıyorlar. Sevgiyi ve belki de sevmenin bir sonraki aşaması olan kavuşmayı, tedavi edilmesi gereken hastalar olarak görüyorlar. Bizce, asıl tedavi edilmesi gereken, bu anlayıştır.

Deney yapılır mı gönüllere, zil çalınca insanlar sevmeyi mi bırakır?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.