bafra haber | bafra ajans| bafrahaber | bafra haberleri | bafra
2020-04-10 16:17:10

EVİMİZ DÜNYADAKİ CENNETİMİZ

Recep Şen

recep-sen@hotmail.com 10 Nisan 2020, 16:17

İnsanlık İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa küresel çapta böyle büyük bir salgınla karşı karşıya kalmış vaziyette. Covid19 yeni tip koronavirüs salgınından bahsediyorum. Gerçekten zor bir süreç yaşıyoruz. Eğitimden siyasete, ekonomiden sağlığa her alanda alıştığımız rutin hayatın dışında bir süreç bu. Bütün dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle evlerimize kapanmış vaziyetteyiz. Olması gereken de bu: Sosyal izolasyon. Bu yöntem virüsle mücadelenin, virüsün yayılmasını önlemenin en etkin yollarından birisi. Kendimizi ve sevdiklerimizi korumanın yolu diyebiliriz sosyal izolasyon için. Çünkü virüs çok hızlı bir şekilde yayılıyor ve bulaşıyor. Onun için “hayat eve sığar, evde kal!”

*

Bu küresel musibetle mücadelede Sağlık Bakanlığımızın yayınladığı 14 kurala uymak ve ilgili devlet kurumlarımızın uyarı ve tavsiyelerini dikkate almak zorundayız. Yazılı ve görsel medyada herkes konuşuyor, herkes koronavirüs uzmanı; sosyal medya ise bu anlamda karmaşa ve bilgi kirliliğiyle dolu. Onun için doğru bilgi kaynaklarına yöneleceğiz, bilim insanlarını dinleyeceğiz, resmi kaynaklardan gelen bilgilere itibar edeceğiz, bunun dışında her yazılana, her söylenene itibar etmeyeceğiz. İç karartıcı yayınlardan, sosyal medyada felaket tellallığı yapan hesaplardan uzak duracağız.

*

Sevgi dostlarım, bu köşede daha önceden sık sık söylediğimiz bir şey vardı hatırlarsanız: Ruhumuzu ve zihnimizi işleri güçleri fitne, fesat yaymak olan bir kısım medyanın ve bazı sosyal medya hesaplarının tasallutundan, işgalinden korumaya özen göstermek. Bugünlerde bu tavır daha da önem kazanıyor. Devletimize, bilim insanlarımıza, resmi kurumlarımıza güvenelim. Ülkemiz bu musibeti atlatacaktır. Biz tarih boyunca birçok badireleri salimen atlatmış bir milletiz. Tecrübemiz, gücümüz, bilim insanlarımızın gayretleri ve inancımızla bu işin de üstesinden geleceğiz inşallah.

*

Şunu açık olarak belirtmek durumundayız: Sağlık Bakanlığımızın ve bilim kurulumuzun uyarılarına, devletimizin aldığı tedbirlere harfiyen uymak hepimiz için milli bir görevdir, üzerimizde sosyal bir sorumluluktur. Bu salgınla mücadeleye böyle bakmalıyız. Evet, salgın küresel, mücadele ulusaldır. En ufak bir savsaklama, dikkatsizlik, ihmal, hata telafisi olmayan ağır kayıplara yol açar. Onun için yapılan ikazlara uyacağız. Bu çok önemli dostlar. Ruh halimizi yani psikolojimizi de sağlam tutmalıyız bu süreçte. Sağlık Bakanlığımızın ve bilim kurulumuzun uyarılarına titizlikle uyduğumuz sürece gereksiz telaş, panik, korku ve endişeye yer yok. Psikolojik olarak güçlü olmazsak vücudumuz da zayıf düşer, zayıf düşünce de virüsle mücadelemiz zorlaşır. Aman, hem beden sağlığımıza hem de ruh sağlığımıza dikkat edelim.

*

Evet, Sağlık Bakanlığımızın evde kal çağrısına uyarak evimizde vaktimizi en güzel şekilde değerlendirmeye çalışalım. Okumayı planladığımız kitapları okumak, yazmaya vakit bulamadığımız yazıları kaleme almak, izlemeye fırsat bulamadığımız filmleri izlemek, ev içi sosyal etkinliklere yer vermek, moral ve motivasyonumuzu güçlü tutmak adına yapabileceğimiz işlerden bazıları. Herkes kendi ilgi alanına göre çeşitlendirebilir bu etkinlikleri. Moral ve motivasyon önemli. Evde yapabileceğimiz etkinlikler için vaktimiz bol. Eğer iyi bir planlama yapabilirsek bu sosyal izolasyon sürecini kültürel birikimimizi geliştirmek adına iyi değerlendirmiş oluruz. Sağlığımızı korurken ruhumuzu da doyurmuş oluruz. Evde sıkılıyorum diyenlerin çoğu bu planlamayı yapmayanlardır. Planımız ve hedefimiz olmazsa sıkılırız.

*

Dayanışma ve yardımlaşma millet olarak bizim en güzel hasletlerimizdendir. Yaşlılarımız, bakıma muhtaç olanlarımız, çocuklarımız, yoksullarımız, kimsesizlerimiz var, onları unutmayalım. Maddi ve manevi desteğimizi esirgemeyelim onlardan. Evlerimizde olduğumuz şu günlerde onlar için yapabileceğimiz şeylerin olduğunu da hatırlayalım. “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” kampanyasıyla bu kardeşlerimize destek olabiliriz. Bu kampanya aynı zaman da bizim birlik ve beraberliğimizin tecellisidir. Verdiğimiz miktarın büyük veya küçük meblağda olması önemli değil, esas önemli olan böyle bir organizasyonla gönüllerimizin bir olması. Evinde otururken bir SMS göndererek sen de bu birliğe gönül vermiş oluyorsun. İşte bu birlik duygusudur bizi ayağa kaldıracak olan. Allah, bir ve beraber olanların yardımcısıdır. Evet, hepimiz tek tek kendimizi izole ederek bu virüse karşı savaşıyoruz. Evet, tek başımıza gibi görünüyoruz ama aslında bahsettiğim bu birlik ruhuyla toptan mücadele ediyoruz, hiçbirimiz yalnız değiliz aslında. Aramızda sosyal mesafemiz olsa da dualarda, yardım faaliyetlerinde, evde, hastanede ama her yerde gönlümüz bir, yalnız değiliz, yalnız değilsiniz. Sizin için gecenin seherinde dua eden aksakallı dedeler, beyaz tülbentli nur yüzlü nineler, alnı secdede insanlar var; nasıl yalnız olabilirsiniz? Gece gündüz demeden çalışan sağlık görevlilerimiz, bilim insanlarımız, güvenlik güçlerimiz var, nasıl yalnız olabilirsiniz? Kendinizi yalnız hissetmeyin lütfen, hep birlikteyiz ve biz bize yeteriz Türkiyem! Unutmayalım, birliğimiz yegâne güç kaynağımızdır.

*

Şöyle karşı karşıya keyifle içilen bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırını, bir bardak demli çay eşliğinde dostlarla yapılan muhabbetin kıymetini bugünlerde daha fazla idrak eder olduk değil mi? Peki, bu salgından önce günlük hayatın koşturmacası içinde bunun ne kadar farkında ve idrakindeydik? Önemli olan bazı değerli anların, kıymetli dostların, elimizde olan imkânların, bize sunulan nimetlerin hayatın seyri içinde, çok geç kalmadan kadrü kıymetini bilip ona göre yaşamak. Haydi, o zaman bu günlerde yüz yüze konuşamasak, oturup bir arada çay içemesek de teknolojinin sunduğu imkânlarla dostlarımızı cep telefonlarımızdan sesli veya görüntülü arayıp hal hatır soralım, muhabbet edelim.

*

Bilinçli ve kültürlü insan dışarıda kaliteli vakit geçirmesini bildiği gibi evinde de kaliteli, hoşça vakit geçirmesini bilen insandır. Haydi, o zaman evde kalmaya devam edelim bir süre daha, kendimizi geliştirmek için bugünleri okuma vakitlerine dönüştürelim.

*

Evimizin kıymetini biraz daha yakından kavrama fırsatı bulduk zannediyorum bu korona günlerinde. Evimiz, bu hayatta bizim en güçlü sığınağımız. Nereye gidersek gidelim dönüp dolaşıp geleceğimiz yerimiz. Evet çok doğru, hayat eve sığar dostlar. Evde kalalım. Aile candır, ev ise dünyadaki cennetimizdir. Edebiyatımızın güçlü kalemlerinden Refik Halid Karay’ın şu cümleleri bizi ev üzerine tekrar düşünmeye davet ediyor:

*

“Evini candan sevmeyen, galiba yurdunu da gönülden benimseyemez; evinde sıkılanın memleketinde eğlenebilmesi şüphelidir. Hatta bana öyle gelir ki evinden hazzedemeyen adam belli başlı dünya saadetlerinden birini henüz tadamamıştır. Bazan insanın odasında elini bir şeye sürmeden, bir şey düşünmeden, güzel bir kır manzarası karşısında bulunuyormuş kadar keyif duyduğu bile olur.

*

Kendisini yuvasında hissetmenin kalbe emniyet veren bir hususi zevki vardır; hatta her saadet gibi bununda elden gittiği zaman kıymeti daha derinden anlaşılır. Başından mahpusluk ve gurbet maceraları geçenler bilirler: Hürriyet, yurt ve ev hasreti birbirlerinden ayırt edilemeyen kaybedilmiş tek saadettir.

*

Ev, yatı mektebindeki çocuk için ananın, gençlikte ve olgunlukta sevgilinin, ihtiyarlıkta yatağının bulunduğu yer olmak itibariyle tahassürle anılar, can atılan bir hayal mihrabıdır; muhabbetimizin dalgaları gökleri aşarak o merkeze koşar, orada ses verir.

*

Yalnız şu var ki evi, hangi iklimde ve ne seviyede olursa olsun, sevimli şekle sokabilmeli, şefkatli hale getirebilmelidir. Bazı evler bilirim, bütün debdebesine rağmen nursuz, hareketsiz, albenisizdir. Orada avize ışığı bana zeytinyağı kandili kadar sıkıntı, kalorifer tezek ocağı kadar bulantı verir. Halılar tabut şalları gibi kasvet verici, gümüş çatal bıçak takımları operatör aletleri gibi tüyler ürpertici görünür.

*

Zira evi güler yüzlü, sıcak, sokulgan yapan eşya değildir, oturanların gustosu, daha doğrusu ruhudur. Ruh kadar bir eve sinen, akseden, nakşolan ne vardır? Hiç tanımadığım bir aile yuvasına gireyim, şöyle etrafıma bir göz atayım, evin perisini yoklayayım, size o karı kocanın istikbaline dair, ele bakan kâğıt açan falcıdan çok doğru malumat verebilirim. Ruh tahlili sadece hanımın yeşil gözlerine, beyin nazlı sözlerine bakılarak yapılmaz, evlerin de tetkike değer gözleri, manalı sözleri vardır ve bunlar anlayana hiç de yalan söylemezler.”

*

Çocukların cıvıl cıvıl neşesi, mutfaktan gelen mis gibi yemek kokusu, başköşede oturan büyüklerimizin şefkat dolu tebessümleri, eşimizin sevgiyle bakan gözleri, paylaşmanın tadı, ailenin huzuruyla evimiz bizim için bu dünyada en büyük nimet. Kadrü kıymetini bilelim, bir miktar daha evde kalalım dostlar. Sağlıcakla, sevgi ile kalın, evde kalın.

*

ŞİİR FALINDAN:

Her akşam bu odada artık biz de üç kişi

Sen, ışığın altında, dizinde bir el işi,

Çocuğumuz iterken yerde oyuncağını,

Kalkıp koparacağım takvimin yaprağını.

Ziya Osman Saba

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.